Genel Notlar
Önce bazı genel bilgilerle ve ortak özelliklerle başlayalım.
Almanya Avrupa’nın en güçlü, en zengin ülkeleri arasında ön sırada yerini
koruyor. 80 milyonu aşkın büyük nüfusu ve geniş coğrafyası ile zengin bir ülke.
Diğer birçok Batı Avrupa ülkesine göre yaşam daha ucuz ama hizmet daha
kaliteli. Örneğin Almanya’dan Fransa veya Belçika tarafına geçildiğinde kalitenin
bir anda düştüğüne tanıklık ediyorsunuz. Almanya’nın refahı İsviçre ile
karşılaştırılabilir ancak İsviçre çok daha küçük bir ülke. Almanya ise sanayi
altyapısı ve eğitimli nüfusu ile çok daha büyük olanaklara hükmediyor. Bu sayede
politik anlamda da Avrupa Birliği’nin esas itici gücü olduğu iddia edilebilir. Özcesi
Almanya’ya gittiğinizde zengin, görece daha ucuz ama daha kaliteli bir yaşam
düzeyi ile karşılaşacaksınız.
Almanya şehirleri aslında birbirlerine benziyor. Gezmek, yön
bulmak zor değil. Belki Berlin bir istisna, kendine özgü bir şehir sayılabilir.
(Berlin izlenimlerimizle ilgili yazımızı tavsiye ederiz.) Bunda şehir plancılığının
yanı sıra ülkenin 2. Dünya Savaşında neredeyse tamamen yıkılmasının da etkisi
göz ardı edilmemeli. Birçok şehir savaş sonrasında yeniden inşa edildiği için
şehirlerin tarihi bölgeleri-eski şehir-alt stadt bölümleri küçük bir bölgeyi
kaplıyor. Kısa sürede gezilebilir.
Almanya’da şehir merkezleri genelde belirli binalardan ve
caddelerden oluşuyor. Ama tren garı (Hauptsbahnhof) şehre giriş noktasıdır ve
merkeze genelde yürüme mesafesindedir. Şehrin merkezinde Belediye Binası
(RatHause) ve Kilise yer alır. Bu iki yapının etrafında alışveriş caddesi ve
restoranlar-kafeler yer alır. Alışveriş caddeleri genelde birbirini kesen iki
caddeden oluşur ve biri daha lüksken diğeri daha uygundur. Genelde şehirler
nehir kenarına kurulduğu için ayrıca nehir kenarında da yürüme, gezinme
alanları ve parklar, kafeler bulunur. Alman şehirlerini gezmek bu açıdan
keyiflidir ama şayet ardı ardına şehirleri geziyorsanız bir süre sonra sıkıcı
bir hal alabilir.
Almanca bilmiyorsanız çok sorun yaşamazsınız. İnsanlar sizle
İngilizce konuşur, Fransa’daki gibi bir dirençle karşılaşmazsanız. Ayrıca zaten
her yerde Türkiyeli nüfusla karşılaşacağınız için Türkçe ile de her işinizi
görebilirsiniz. Almanya’daki en büyük azınlık topluluk Türkiye kökenliler
olduğu için havalimanında, caddelerde, restoranlarda rahatlıkla Türkçe cümleler
duyabilirsiniz, her yerde Türkçe gazetelere erişebilirsiniz. Birçok şehirde
taksicilerin, restoranlarda garsonların önemli bir kısmı Türkiye kökenlidir. Taksiye
binerken veya mağazaya girerken doğrudan “merhaba” deyince Türkçe cevap almanız
kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca zaten rahatlıkla Türkiyelilerin sahip olduğu
restoranları, kafeleri görebilirsiniz.
Almanya’da şehirlerarası ulaşım için genellikle trenleri
tercih edeceksiniz. Trenler gayet sık, kaliteli, temiz ve oldukça hızlı. Lakin biraz
pahalı. İnternetten bakabilirsiniz veya fazla yolculuk yapacaksanız Türkiye’den
ayrılmadan interrail bileti alabilirsiniz.
Alman yemekleri çok yaratıcı sayılmaz. Patates, sebze, et, sosis,
özellikle domuz eti yaygın. Ama artık döner başta olmak üzere Türk yemekleri de
Almanya mutfağının parçası olmuş durumda. Bu öyle bir hal almış ki Afganistan’daki
Alman askerlerine memleketlerinde en çok neyi özledikleri sorulduğunda “döner”
cevabı alınabilmektedir. Berlin Döneri gibi özel dönerler olduğu gibi Alman
damak tadına yakınlaşan soslarla sunulan dönerler ilginizi çekebilir. Ama birçok
yerde fabrikasyon usulü hazırlanan dönerlerin tadı biraz yavan gelebilir. Ancak
Almanya’da pasta, dondurma ve diğer tatlı çeşitleri sizi etkileyebilir. Gayet çeşitli
ve güzel bir pasta kültürleri var. Ayrıca Alman ekmekleri de meşhurdur, çok
çeşitli ve lezzetli ekmek yiyebilirsiniz.
Almanya’ya gittiğimizde dikkatimizi çeken bir özellik de
nüfusun-şehirlerin ülke geneline yayılması. En kalabalık şehirlerine, sanayi
merkezlerine de gitseniz uçaktan inerken oldukça yeşil bir ülke ve az katlı
küçük evler görüyorsunuz. Sanayi merkezleri, üniversiteler ülke geneline
bölüştürülmüş. Birçok şehir belirli bir Alman markasının fabrikalarına ve genel
merkezlerine sahip. Örneğin Münih BMW ve Siemens ile anılır. Hannover ise kimya
ve maden firmalarıyla. Belirli küçük şehirler de üniversite kampüsünün bir
parçasına dönüşmüş.
Son olarak Aralık ayında Noel öncesi Almanya’ya giderseniz
meydanlarda açılan stantları gezerken eğlenebilirsiniz. Bir de kar yağıyorsa
Almanya’dan daha fazla keyif alabilirsiniz.
Münih
Almanya’nın en zengin ve güzel şehirlerinden biri Münih. Havalimanından
otobüslerle meşhur stadyumun yanından geçerek şehir merkezine varacaksınız ve
kısa bir yürüyüşle merkezin merkezi sayılacak katedralin (Fraunkirsche) bulunduğu
meydana geleceksiniz. Kilisenin hemen
bir sokak altında da Belediye Binası var. (Neues Rathause). Bu iki tarihi
binayı gezip bolca fotoğraf çektirebilirsiniz.
Münih Almanya’nın güneyinde. Almanya’nın üçüncü büyük kenti.
Bavyera eyaletinin başkenti. Bavyeralıların kendine has aksanları ve kültürleri
var. Hatta Almancaları zor anlaşıldığı için Bavyeriş olarak da adlandırılıyor. Bavyeralı
olmanın kendilerine göre bir anlamı, tarihsel bir geçmişi var. Münih’te Türkçe
cümleleri sıkça duyacaksınız, kalabalık bir Türkiyeli nüfusu mevcut. (43 bin)
Şehir Alp dağlarına yakın. Dağlar bir anda yükseliyor,
berisi geniş bir ova ve ormanlar. İsviçre ve Avusturya sınırına yakın. Münih’e
gelmişken İsviçre’ye de geçilebilir. Münih çevresinde Augsburg, Lindau gibi çok
güzel küçük kentler, kasabalar ve göller yer alıyor. Zaten romantik yol olarak
da biliniyor.
Şehrin zenginliği her yerinden akıyor. Herkes şık ve
bakımlı. Zaten BMW’nin, Siemens’in başkenti. Sanayisi, futbol takımı, turistik
bölgeleriyle dikkat çekiyor.
Münih şehir merkezinde tarihi katedrali çeviren ara yollarda
bolca yürümek, kafelerde oturmak ve alışveriş yapmak oldukça keyifli. Biraz ilerisinde
lüks bir alışveriş caddesi var. (Maximillianstrasse) Bu caddeyi takip
ettiğinizde bir dizi aralarına tiyatronun da olduğu tarihi yapıları
geçiyorsunuz ve nehir kenarına (İsar Nehri) geliyorsunuz.
Münih açısından nehrin bir Düsseldorf veya Frankfurt kadar merkezi
bir önemi yok. Nehrin iki yakasında yürüme yolları ve parklar yer alıyor. Ancak
nehrin üstündeki köprüyü geçtiğinizde zaten caddeye çıkışınızdan itibaren
karşınıza çıkan büyük sarayı göreceksiniz. Güzel bir saray ve güzel bir
manzarası var.
Sıkı bir yürüyüşle Münih şehir merkezini bir günde gezmek
mümkün. Münih’te bol bol bira içebilirsiniz. Zaten Ekim ayında dünyaca meşhur
bira festivalleri de meşhur biralarından kaynaklı.
Münih görülesi bir şehir ama sadece Münih yetmeyebilir. Çevresindeki
şehirleri de katarak bir tur yapılabilir veya tura İsviçre ve Avusturya
şehirleri de eklenebilir.
Augsburg
Augsburg Münih’e yaklaşık 1 saat uzaklıkta küçük, şirin bir
şehir. Münih çevresini gezerken uğranılabilir, 3-4 saat zaman geçirilebilir,
bir öğlen yemeği yenildikten sonra yola devam edilebilir.
Augsburg’un en önemli özelliği Bertolt Brecht’in çocukluğunu
geçirdiği evinin olması. Ünlü tiyatro yazarının adını taşıyan Brecht Müzesini
ücretsiz gezebilirsiniz. Hem sanatçının eserlerini görebilir hem de yaşadığı
evdeki eşyaları, odaları ziyaret edebilir, fotoğraf ve resimleri
inceleyebilirsiniz.
Augsburg şirin bir kasaba. Şehir merkezinde “alt stadt”
keyifli bir yürüyüş vaat ediyor. Uzunca bir yaya yolu yer alıyor, alışveriş
caddesi ve dinlenme-eğlenme mekanları yer alıyor. Yolun iki tarafında sıralanan
evler ise klasik Alman mimarisini yansıtan şirin evler. 17. yüzyıldan kalma Rathaus’un
(Belediye Binası) da yer aldığı şehrin meydanında oturup birşeyler içmek ve
belediyenin turist ofisindeki hediyelik eşyaları incelemek ilginizi çekebilir.
Augsburg’tan yakın çevreye günübirlik geziler yaparak ormanı
ve yakın çevredeki kaleleri görebilirsiniz.
Düsseldorf
Düsseldorf Almanya’nın kuzeyinde, Kuzey Ren-Vestfelya
Bölgesinin başkenti ve en büyük şehri. Almanya’nın sanayi merkezleri içinde en
önemli şehirler arasında. Büyük sanayi tesislerini şehre girerken görmek
mümkün. Sanayi yoğun olduğu için Türkiyeli nüfus da gayet yoğun. Hem şehir
merkezinde hem de Essen, Bochum, Duisburg’da Türkiyeli nüfusun oluşturduğu
mahalleler yer alıyor. Bilhassa Duisburg Avrupa’daki Türkiyeliler için gelinlik
satış merkezi niteliğinde. Bu mahallelerde Almanya’da olduğunuzu unutuyorsunuz.
Düsseldorf Ren Nehri kenarında kurulmuş bir şehir. Burada da
eski şehir kısmını kısa sürede yürüyerek gezmek mümkün. Ancak merkez tren
garından eski şehir kısmına yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşle varabilirsiniz.
Tren garı çevresi bilhassa Türkiyeli nüfusun yoğun olduğu kesim. Yolunuzu kaybederseniz
rahatlıkla soracağınız birilerini bulabilirsiniz.
Düsseldorf da savaştan aşırı derece etkilendiği için savaş
sonrası yeniden inşa edilmiş. Eski şehir kısmında da alışveriş merkezinden öte
yeme-içme-eğlence mekanları ağırlıkta. Zaten bu bölgeye “dünyanın en uzun barı”
da deniliyor. Üniversiteli nüfus fazla olduğu için genç sayısı da oldukça
fazla. Ancak özellikle Cuma akşamları tüm mekanlar dopdolu oluyor, her yer,
sokaklar gençlerle dolup taşıyor ve çok sayıda sarhoş öğrencinin şuursuz
hareketleri sizleri rahatsız edebilir.
Bu arada komşu Köln kentiyle araları bozukmuş, Köln’den
bahsetmemekte fayda varmış diyolar. Bara oturduğunuzda sipariş almaya gerek
duymadan biranız önünüze gelebilir, bardağınız bitince yine sormaya gerek
duymadan yenisini getirebilirler.
Bu bölgedeki mekanlar sizi çekmezse, biraz daha yürüyüp
nehir kenarına gelebilirsiniz. Nehir kenarında hem yürüyüş yapmak hem de
kafelerde dinlenmek mümkün.
Tren garından eski şehre doğru yürürken şehrin lüks
alışveriş caddesini (Könnigsalle) de rahatlıkla göreceksiniz. Uzun bir cadde,
dünyanın her yerinde bulabileceğiniz mağazalar yine her yerde bulabileceğiniz
ürünlerini sunuyorlar.
Güzel dondurmacıları olduğunu da akılda tutmak gerekir.
Düsseldorf’a Türkiye’den yoğun şekilde uçak seferleri
bulunduğu için erken davranıldığında ucuz uçak bileti bulmak mümkün. Bu nedenle
Almanya gezilerinde Düsseldorf havalimanı dikkate alınabilir. Düsseldorf ayrıca
Hollanda ve Belçika’ya yakın olduğu için (Hollanda arabayla 2-2.5 saat)
Düsseldorf üzerinden Amsterdam, Brüksel, Brugge gezisi de planlanabilir.
Köln
Köln, Düssedorf’a yaklaşık 1saat uzaklıkta bir şehir. Eyaletin
en büyük, Almanya’nın Münih’ten sonra 4. büyük şehri. Dom Katedrali en meşhur yapısı.
2. Dünya Savaşı sonrasında şehrin her yer yeri yıkılmış,
yalnızca katedrale bomba atılmamış, bu durumu gösteren dramatik fotoğrafları
görmek mümkün.
Dolayısıyla Köln’e gelinmişse katedral ziyaret edilecek. Katedral
zaten nehir kenarında. Oradan nehir kenarında yürüyüşe çıkılabilir, nehir
kenarından da alt stadt bölümü gezilebilir. Gayet küçük bir eski şehir bölümü
var. Burada bolca bar, kafe, restoran bulunabilir.
Ren Nehri şehrin ortasından geçtiği ve şehir iki yakadan
oluştuğu için örneğin Erdoğan Köln’de miting yaptığında nehrin bir tarafında
Erdoğan mitingine katılanlar, diğer tarafında ise protesto edenler
toplanabilir. Böylesi bir hizmet anlayışı da var.
Bunun dışında Köln’de çok fazla bir beklentiye girmemek
gerekir. Örneğin Frankfurt’a geçerken uğranılabilir.
Frankfurt
Tam ismi Frankfurt am Main. Hessen eyaletinin en büyük ve
Köln’den sonra ülkenin en büyük beşinci şehridir. Almanya’nın modern ve zengin
şehirlerinden. Yapılaşması bakımından diğer Alman şehirlerinden biraz daha
farklıdır, gökdelenler vb ile klasik bir küresel kent biçimini daha çok
almıştır. Avrupa Merkez Bankası buradadır, bu nedenle ekonomi toplantıları zamanında
büyük protestolar yaşanır.
Frankfurt’ta da Main Nehri şehre damgasını vurur. Tarihi bölge
sınırlıdır ancak gezilecek yerler tarihi bölgesiyle sınırlı değildir. Alışveriş
caddeleri, kafeler, barlar şehrin farklı yerlerine yayılmıştır. Yine de alt
stadt kısmında kısaca gezmek ve bir şeyler içmek mümkündür.
Nehir üstündeki Eiserner Köprüsünde sevdiğinizle aşkınızı
sabitlemek için kilit takıp anahtarını nehre atabilirsiniz. Birçok Avrupa
şehrindeki bu inanış burada da mevcut.
Römer Meydanı daha tarihsel dokuyu korurken, Kaiser strasse
alışveriş amaçlı uğranacak bir yerdir. Merkez tren garı tarihi bir bina. Garda yapılması
istenen kentsel dönüşüm planına karşı geçtiğimiz yıllarda büyük bir mücadele
veriliyor ve gar korunuyor.
Havalimanı gayet büyüktür. Çalışanların çoğu Türkiyelidir. Şehirde
de Türkiyeli nüfus yoğundur. Yine Türkiye’ye uçak seferleri fazla olduğu için
ucuz bilet bulmak mümkündür.
Finans merkezi olduğu için genellikle iş seyahatleri için
yolu düşenlerin uğradığı bir şehir denilebilir.
Kassel
Almanya’da son olarak kısaca Kassel’den de bahsedeceğiz. Başta
da belirttiğimiz gibi Berlin için ayrı bir yazımız var. Kassel ile beraber 7
şehir hakkında gözlemlerimizi paylaşmış olacağız.
Kassel Frankfurt’a 2 saat uzaklıkta, ülkenin tam ortasında
küçük bir şehir. Ünlü masal yazarları Grimm Kardeşlerin yaşadığı memleket.
Türkiyelilerin doğal olarak yoğun yaşadığı bir şehir, Meryem
Uzerli’nin de memleketi. Aslında bir üniversite şehri. Türkiyelilerin de yoğun
yaşadığı şehrin kuzey tarafında üniversitenin kampüsü de yer alıyor. Volkswagen’in
önemli bir tedarik merkezi de bu şehirde olduğu için çalışanların önemli bir kısmı
VW işçisi.
Kassel geniş bir ovanın ortasında kurulmuş. Yakın çevresinde
çokça ziyaret edilen bir saray var. Ayrıca sıcak su kaynakları ile de meşhur. Şehir
merkezinde, alt stadt tarafında asıl olarak alışveriş yapılacak mekanlar
bulunuyor. (Könnigstrasse) Ayrıca AVM’ler
de yer alıyor. Memleket hasreti çekerseniz AVM’lere de uğrayabilirsiniz.
Kassel’e yolunuz düştüyse şehir merkezinde zaman harcamak
yerine doğa yürüyüşlerine öncelik verebilirsiniz. Şehrin biraz dışında Herkules
heykelinin olduğu tepeye çıkabilir ve şehre yukarıdan bakabilirsiniz. Ayrıca
göle gidip piknik de yapabilirsiniz.