19 Nisan 2015 Pazar

Brüksel: Avrupa’nın başkenti



Belçika’nın başkenti Brüksel’e hem iş hem de seyahat amacıyla birçok sefer gitme fırsatımız oldu. Fransa ile İngiltere arasında Hollanda’nın yanında küçük bir ülke olan Belçika’nın başkenti hem turistik hem de bürokratik bir şehir. Farklı milletlerden çok sayıda insan Brüksel’de çalıştığı için de Belçika’ya özgü özelliklerin daha silik olduğu bir şehir. Belçika’yı anlamak için Liege, Brugge, Leuven gibi şehirlerini de gezmekte fayda var.

Havalimanına indiğinizde hemen alt kattaki tren istasyonuna inmenizi tavsiye ederiz. Trenle Gar du Nord (Kuzey Garı) 10 dakika mesafesinde. Hem hızlı hem rahat hem de çok ucuz. Taksiyle aynı yolu yarım saat-45 dakika içinde, trafikte bekleyerek ve 50 euro vererek de alabilirsiniz.

Gar du Nord bölgesi


Brüksel’de üç temel tren istasyonu var. Gar du Nord (Kuzey Garı), Gar du Midi ve Gar du Luxemburg. Lüksemburg Garı Avrupa Birliği kurumlarına yakınken tarihi-turistik mekanlara Gar du Nord ve Gar du Midi’den yürüyerek ulaşabilirsiniz. Biz Brüksel’de Gar du Nord’a yürüyerek 5 dakika mesafede Sharaton ve Dome otellerinde kaldık.

Brüksel’de Fransızca esas olarak konuşulsa da Flemenkçe ve İngilizce de yaygın. Rahatlıkla İngilizce konuşabilirsiniz. Ayrıca Türkiyeli göçmenler de sayıca fazla olduğu için Türkçe konuşmalara da sıkça denk gelebilirsiniz. Genellikle restoranlarda çalışan Balkan ülkelerinden gelen göçmenler ile de biraz Türkçe konuşabilirsiniz.

saray


Belçika aslında tarihi açıdan görece yeni, suni bir ülke. Belçika halkının bir kısmı Fransızca diğer kısmı ise Flemenkçe konuşuyor. Tarihte, bilhassa Napolyon zamanında Fransa’nın doğrudan İngiltere’yi tehdit etmesi, ablukaya alması ve işgale kalkışması nedeniyle İngiltere’nin girişimiyle bir tampon devlet olarak oluşturulmasına karar veriliyor. Başına da toplumu bir arada tutmak için bir kraliyet ailesi atanıyor. Halen de kraliyetle yönetiliyor.

Buna karşın güçlü bir ulusal birlik yok. İsviçre’de olduğu gibi farklı dilleri konuşan insanlar ortak bir kimlik etrafında birleşememiş, bu nedenle Fransız (Walon) ve Flemenk bölgeleri arasında sorunlar bitmiyor. Güçlü ayrılıkçı hareketler var, ortak partilerin yanı sıra Fransız ve Flemenk partileri de faaliyet yürütüyor. Hükümetler genelde koalisyon ile yönetiliyor ancak uzlaşılamadığı için aylarca hükümetin kurulamaması garipsenmiyor. Şu an muhafazakar bir koalisyon yönetimde. Hükümet kurulması zor olsa da devlet mekanizması tıkır tıkır işlemeye devam ediyor. Bir başka not da Flemenk bölgesinin daha zengin olması ve Avrupa’da yaygın olan etnik şımarıklık ile “zenginiz, ayrılmak istiyoruz, vergilerimizle fakir Valonlara destek vermek istemiyoruz” demeleri.

Sonbaharda Brüksel...


Brüksel’de tarihi bölgede çok sayıda restoran ve kafeyi yan yana göreceksiniz. Garsonlar sizi içeriye davet edecek. Dışarıya büyük menüler koydukları için de rahatlıkla seçim yapabilirsiniz. Belçika’da kova kova getirilen dev midyeler, patates kızartması ve bira meşhur. Ayrıca dondurma, çikolata ve waffle da yemelisiniz. Çok sayıda çikolata satan mağazada çikolataları deneyip kendinize özel bir paket de oluşturabilirsiniz. Zaten Brüksel’den dönerken alınacak en temel hediye de kutu kutu çikolata…

Brüksel iki temel bölgeden oluşuyor. Yer bulmak gayet rahat, her yerde metro var ama yürüyerek de şehri gezebilirsiniz. Gar du Nord bölümünde kaldığınızı varsayarsak yürüyerek alışveriş caddelerinden geçerek tarihi şehrin merkezi olan Grand Place’e gelebilirsiniz. Brüksel’in en bilinen tanıtım fotoğrafları burada çekilmektedir. Burası dikdörtgen bir meydan, dört tarafında da çok güzel, tarihi binalar yer almakta. 18. Ve 19. yy.da inşa edilen bu tarihi binaların her birini ayrı ayrı incelemek ve fotoğraflamak gerekiyor. Meydandaki kafelere oturup bu görevi daha rahat şekilde yerine getirebilirsiniz. Binaların bazıları kafe-restoranken bazıları da müze olarak değerlendirilmiş. 

Binaların girişlerinde o binayla ilgili özel ve önemli bilgilere de yer verilmekte. İşte size bilmece: meydandaki binaların birinde Belçika İşçi Partisinin kongresi oldu ve kongrenin onur konuğu da Karl Marx. Bu binayı bulmadan gelmeyin.



Grand Platz’ın etrafındaki caddeler Gar du Nord’dan gar du Midi’ye kadar mağaza ve kafelerle dolu. Yavaş yavaş gezebilirsiniz bu sokaklarda. Meydanın karşısında tarihi bir galeriye denk geleceksiniz. Galeries St Hubert, hoş bir tarihi alışveriş merkezi. İçinde ufak dükkanlarda pahalı ama şık ayakkabılar, çantalar, şapkalar alabilirsiniz.

Bu bölgeden Midi üzerinden yukarı doğru yürümeye devam ettiğinizde St Michael katedrali karşınıza çıkacak. Katedral gezmekten bıkmadıysanız içeriye göz atabilirsiniz. Katedralin ardından devam ettiğinizde büyük bir park göreceksiniz. Parkın bir ucunda kraliyet sarayı yer alıyor, diğer ucunda da hükümet binası. İki binayı da seyredebilir, parkta biraz dinlenebilirsiniz.

Buradan devam ettiğinizde ise karşınıza Avrupa Birliği kurumları çıkacak. Birbirine paralel sokaklar halinde sıra sıra binalarda Avrupa Birliği’nin binaları yer alıyor. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu, Komisyona bağlı komiteler bu binalarda konuşlanmış durumda. TV’lerde gördüğünüz Komisyon ve Parlamento binaları önünde fotoğraf çektirmek ve havayı solumak için bu sokakları arşınlayabilirsiniz. Bu bölge zaten gayet kozmopolit, herkes takım elbiseli, işinde gücünde, bürokrasiyi/avrokratlara ev sahipliği yapıyor.



Bu topluluğun kendilerine has bazı özellikleri de var, mesela Cuma değil Perşembe akşamı barlarda buluşup eğleniyorlar ve Cuma günü yüzlerce insanın bavullarını çekeleyerek garlardan memleketlerine haftasonu tatili için gittiğine tanık olabilirsiniz.

Dönüşte başka bir yol kullanmak isterseniz araba yolunu takip edebilirsiniz. Konsoloslukları geçtikten sonra Botanik Bahçesini göreceksiniz. Bahçenin yanındaki mahalle ise Türk mahallesi. Bu yolu takip ederek Kuzey Garı bölgesine gelebilirsiniz.


Brüksel kısa bir seyahat için yeterli bir şehir. Gelmişken Brugge, Leuven, Amsterdam gibi yakın şehirlere gidebilirsiniz. Hatta Londra veya Paris’e doğru da uzanabilirsiniz. Brüksel’e tren ve otobüs bulmak da gayet rahat. İsviçre’den dahi doğrudan trenle Brüksel’e gidebilirsiniz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder