20 Nisan 2015 Pazartesi

Sofya-Plovdiv: sonbaharda başka güzel…

Alexander Nevsky Katedrali

Bulgaristan’ın başkenti Sofya ile önemli şehirlerinden Plovdiv, veya Türkçe’deki adı ile Filibe aslında düşündüğümüzden de yakın. İstanbul’dan otobüsle 8 saatte, arabayla daha kısa sürede Sofya’ya varmak mümkün. Filibe ise İstanbul ile Sofya arasında Sofya’ya 2 saat mesafede. Bulgaristan yolları daha güzel olsa, sınır kapısında zaman kaybedilmese çok daha kısa sürede günübirlik gitmek bile mümkün.

Bulgaristan bu kadar kısa olunca Bulgaristan’dan göçmek mi zor, Trabzon veya Kars’tan göçmek mi zor bir daha düşünmekte fayda var. Elbette sınırın psikolojik etkisi göz ardı edilmemeli…

Bulgaristan özel bir vize verse de Schengen vizesi olanlara da belirli bir süre dahilinde ülkeye girişlerine izin veriyor. Bu da Bulgaristan’ın bir tatil destinasyonu olarak popülerleşmesini sağlıyor. Deniz kenarında kumsalları ile Varna’sı ve kayak tesisleri ile ekonomik tatil imkanları sunuyor. Bu yazıda Sofya-Filibe seyahatimizden bahsedeceğiz.



--

Biz Sofya ve Filibe’ye haftasonu kaçamağı olarak Ekim 2013 tarihinde otobüsle gittik. Her gün düzenli seferler bulmak mümkün. Akşam atlayıp sabah Sofya’ya varabilirsiniz. Otobüs terminalinin yakınlarında çok sayıda otel var. Biz de o bölgede bir şehir otelinde kaldık. İstanbul’dan Cuma akşamı yola çıkmıştık. Planımız Sofya’da 1 gece kalmak, Pazar günü Filibe’yi gezmek ve akşam Filibe’den otobüse atlayıp İstanbul’a geri dönmekti.

Sofya güzel bir şehir, hüzünlü bir şehir, belki de sonbaharda gitmemizin de etkisi olabilir. Belli ki zamanında çok daha güzel ve canlıymış. Sokaklarda başkent olmanın getirdiği belirli bir hareketlilik var. Bu hareketlilik daha turistik yerlerde azalıyor ama otelin konumu nedeniyle insanları gözlemlememiz de mümkün oldu. Belli ki gençler yurtdışına çalışmaya gittiği için sokaklarda yaşlı nüfusun ağırlıklı olduğunu görüyoruz. İnsanların kıyafetleri, otobüsler, arabalar, binalar ile düzgün, görece temiz ama eski, modası geçmiş, sanki 80’lerde donmuş bir şehir izlenimini edindik.

Banyabaşı Cami

Sofya yeşil bir şehir. Vitoşa dağına sırtını yaslayan şehrin birçok yerinde geniş parklar, ağaçlık alanlar bulunuyor. Sonbaharda ağaçlar sarı yapraklara bürünmüş, kaldırımlar sarı yapraklarla dolmuş haldeyken çok güzel ve hüzünlüydü.

Terminale 200 mt mesafede Hotel Lion’da kaldık. Klasik bir şehir oteli. Lion’dan merkeze doğru yürüyerek tüm şehri kısa sürede gezdik. Yaklaşık 200 metre ileride şehrin halen ibadete açık olan tek camisi olan tarihi Banyabaşı Camisini göreceksiniz. Küçük ve güzel bir cami. Arkasında ise eskiden caminin külliyesi içinde yer alan Arkeoloji Müzesi var.

Merkez Hal

Caminin karşısında ise güzel bir tarihi hal binası yer alıyor. “Central Hali”, merkez hal, 1909’da inşa edilmiş. Halin içinde alışveriş için uygun ve çeşitli dükkanlar var. Burada özellikle kadın parfümü ve makyaj ürünlerinin çok uygun fiyata satıldığını fark ettik. Bilhassa ünlü markaların çakmalarını, küçük harf değişiklikleri yapılarak birkaç euroya satılıyor

Halin ilerisinde yol ağzında St. George (Rotonda) Kilisesi ve St Sofia Kilisesi karşınıza çıkacak. Tarihi önemi olan bu kilise Osmanlı zamanında camiye çevrilmiş, bağımsızlıktan sonra yeniden kilise olmuş. İçinde önemli eserler yer alıyor. Buranın hem dini açıdan hem de siyasi tarih açısından anlamları var. Örneğin Bulgar çarına suikast için kilisenin bombalanması gibi.

Rus Kilisesi

Yürüyüşümüzün asıl hedefi Alexander Nevsky Katedrali. Bu hedefe doğru yürürken karşınıza zaten şehrin önemli tarihi yapıları çıkıyor. Örneğin eski Komünist Parti binası, Başkanlık sarayı, Rus Kilisesi de bunlar arasında sayılabilir. Bunların yanında başkente özgü bürokrasi ve bakanlıklar yer alıyor.

Katedral geniş bir meydanın ortasında, mimarisi dikkat çekici. İçini kısa sürede gezebilirsiniz. Ardından şehir merkezindeki sokaklarda, caddelerde dolaşabilirsiniz. Tiyatrolar ve müzelerle de karşılacaksınız. İrili ufaklı parklar, kafeler, restoranlar, parklarda satranç oynayan ihtiyarlar şehrin farklı yüzlerini gösteriyor.

meclis önü...

Bulgar parlamentosu ile üniversitenin bulunduğu meydanın köşesinde başlayan büyük bir parkta ise 2. Dünya Savaşı anıtı ve sosyalist dönemden kalma heykeller bulunuyor. Parkın karşısında ise Türkiye Büyükelçiliğinin tarihi binası yer alıyor. Büyükelçilik başka bir binada hizmet verse de bu tarihi bina da korunuyor.

Vitoşa Caddesi

Sofya’da araç trafiğine kapalı, alışveriş yapılacak ve kafelerde zaman geçirecek bir diğer yer de Vitoşa Caddesi. Yolda yürürken karşınızda Vitoşa Dağını net şekilde görebiliyorsunuz, sanki yol dağın tepesinde sona eriyor gibi. Yolun devamında yine güzel bir park ve Ulusal Kültür Sarayı çıkıyor.

satranç oynayan delikanlılar

Filibe (Plovdiv)

Antik tiyatro

Sofya’yı bir gün içinde gezmek mümkün. Ancak sadece Sofya ile sınırlı bir ziyaret sizi çok tatmin etmeyebilir. Bu nedenle Bulgaristan’a gitmişken, özellikle de Sofya yoluna girmişseniz Filibe’yi görmeden dönmemelisiniz.

Filibe Bulgaristan’ın kültür ve sanat başkenti olarak biliniyor. Sofya’dan otobüsle 2 saat içinde (130 km) güzel manzaraları seyrederek varıyorsunuz.



Filibe’nin iki kısmı var. İlki tarihi kısmı, burası tepede yer alıyor, diğeri ise yeni-modern şehir.
Biz zamanımızı da iyi kullanmak amacıyla terminalde taksi ile eski şehrin bulunduğu tepenin en üstündeki Roma döneminde kalma antik tiyatroya gittik. Sütunlarıyla gayet ilgi çeken anfi-tiyatroyu gezdikten sonra tepeden aşağıya eski şehirde yürümeye başladık. Burası Osmanlı köşkleriyle dolu bir bölge, Osmanlı zamanında zengin Müslüman-Türk aileler oturuyormuş. Dar sokaklar ve güzel köşkler arasında tepeden aşağıya iniyorsunuz. Bu köşklerin bir kısmı günümüzde konservatuar ve güzel sanatlar fakültesi olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle gezerken kulağınıza müzik sesleri gelebiliyor, yolda heykellerle galerilerle karşılaşıyorsunuz.



Şehir merkezinde ise tarihi cami - Cuma Camisi yer alıyor. 1. Murat zamanında yapılan Avrupa’daki en eski camilerden biri olan bu caminin altında güzel bir kafe yer alıyor. Gün içinde yağmur da yağdığı için uzun bir zamanı bu kafede geçirdik. Kafeyi işletenler Türk olduğu için anlaşmada sorun yaşamadık. Zaten Filibe’de yoğun bir Türk nüfusu yaşıyor.

Cuma Camii

Caminin bulunduğu bölge büyük bir alışveriş caddesi ve yayalara açık. Caminin karşı yönüne devam ettiğinizde Meriç Nehrine doğru gidiyorsunuz. Diğer yöne doğru devam ettiğinizde de benzerleri birçok Avrupa şehrinde olan bir alışveriş caddesinde yürümüş oluyorsunuz. Pazar günü olduğu için birçok mağaza kapalı olsa da ve yer yer yağmur yağsa da yine de hareketli bir bölge.

Bir de özellikle Filibe’de taksiye binecekseniz öncesinde pazarlık yapmanızda fayda var. Yabancı olduğunuz için fazla ücret talep edebilirler. Biz aynı mesafede gidip geldiğimiz iki takside farklı ücretler ödedik, bu nedenle başta fiyatı belirlemek önemli. Taksi şoförü İngilizce anlamıyorsa merkezini arayıp Türkçe bilen biriyle konuşup derdinizi anlayabiliyor.



--

Haftasonu ziyareti elbette birçok yetersizliği barındıracaktır. Ancak Bulgaristan’ın en büyük ve en önemli iki şehrini gezmek ve yaşamı gözlemlemek için çok kısa da sayılmaz. Şayet Şengen vizesi varsa, 2 veya 3 günlük kısa ve ekonomik bir seyahat için düşünülebilir.

Bulgaristan ve Makedonya seyahatleri yalnızca turistik ve tarihi yerleri görmekle sınırlı bir izlenim vermeyecektir. Aynı zamanda kültürel ve sosyal benzerlikleri de yakından göreceksiniz. Halen yoğun Türk ve Müslüman nüfusun yaşıyor olmasının yanı sıra Osmanlı döneminin etkilerini de bire bir gözlemlemek mümkün oluyor ve bu, kitaplardan okumaktan çok daha etkileyici. Bu durum Yunanistan için de elbette geçerli ama bilhassa Makedonya ve Bulgaristan’ın yarattığı etki çok daha farklı oluyor.



Bizim açımızdan da bu geziler bilhassa Osmanlı’nın son dönemi, Balkanlarda 19. ve 20. yy.ın başında karşılıklı gelişen milliyetçilikler, Cumhuriyetin kurucu kadrolarının deneyimleri, yaşanan savaşlar ve sosyalizm üzerine bilgilerimizi pekiştiren bir işleve sahip oluyor. Sosyal, kültürel, tarihi ve siyasi ortaklıklar ve karşıtlıklar açısından Balkanlar bize diğer ülkelerden gelen gezginlere göre çok daha fazlasını vaat ediyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder