18 Mart 2017 Cumartesi

Oxford High Street’i gezelim


Nikolaus Pevsner bu caddeyi dünyanın en mükemmel caddeleri arasında saymaktadır.
Oxford’un merkezindeki ana cadde High Street olarak bilinir. Şayet Kuzey Oxford’dan gelmiyorsanız, otobüslerle veya taksiyle şehir merkezine geldiğinizde High Street’teki duraklarda inersiniz. Caddenin bir kısmı tüm araçlara açıkken, alışveriş merkezlerine yakın olan yarısına ise sadece toplu taşıma araçları girebilir.
High Street, Oxford’un bazı önemli tarihi yapılarına ev sahipliği yapar. Örneğin cadde doğu yönünden Magdelen Koleji ile başlar, köprüyle nehri geçersiniz, sonra Üniversite Kilisesinde soluklanırsınız. Cadde boyunca aralarında üniversitenin tarihi sınav merkezinin (Examination School) de olduğu bir dizi tarihi, görkemli binanın yanından geçersiniz.
Sokak üzerinde “Covered Market”-Kapalı Pazar da önemli bir duraktır. Tabii ki  İstanbul’daki Kapalıçarşı ile kıyaslanamaz, oldukça küçük bir yerdir, bir dizi küçük kafe, ayakkabıcı, anahtarcı, kasap, manav vardır. Üst katlarda ise güzel publar, restoranlar vardır manzaraları da gayet güzeldir.
High Street’de aynı zamanda meşhur Oxford Üniversitesi Yayınlarının kitaplarını satan küçük bir kitapçı ve Üniversitenin lisanslı hediyelik eşyalarını satan başka bir dükkanı daha vardır. Bunun dışında da çok sayıda küçük dükkan Oxford Üniversitesi’ne ve Oxford’a dair hediyelik eşyalar satmaktadır.
Cadde üzerinde küçük butiklerde pahalı sayılabilecek elbiseler satan çok sayıda mağazayla da karşılaşabilirsiniz.
Ayrıca çok sayıda tarihi kafede hoş sohbetler etmek ve birşeyler atıştırmak da mümkün. Örneğin şehrin en eski kafesi sayılan, tarihi 1654’e giden Queen’s Lane Cafe 1984’den bu yana Türk bir aile tarafından işletilmektedir. Güzel yemek ve tatlı alternatifleri arasında Türk köftesi, Türk kahvesi ve baklava da yer almaktadır.
Aynı zamanda Radcliffe Square gibi bir dizi tarihi mekana gitmek için de High Street’ten geçmeniz gerekir.
Trafik aktığı ve çok sayıda otobüs durağında insanlar beklediği için High Street’i hakkıyla, rahatça gezmek pek mümkün değil ama yine de kalabalıktan bıkıp hızlıca ayrılmayın, her bir binayı ayrı ayrı inceleyin, hatta duvarlara asılı tabelaları da okuyun, o zaman mikroskopun mucidinin veya bazı kimya yasalarını bulanların nerede çalıştığını da görmüş olursunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder